Eğitim Sen ve İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubeleriyle Çanakkale Tabip Odası Başkanlığı Ortak Basın Açıklaması
DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ
Çocuk Haklarıyla Çocuktur!
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Kasım 1989 yılında, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi üye ülkelerin onayına sunmuştur. Sözleşme, 193 ülke tarafından onaylanmış, en yüksek taraf ülke özelliğini hâlâ korumaktadır. 20 Kasım, tüm dünyada “Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Türkiye, Sözleşme’yi 1990 yılında imzalamıştır.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını güvence altına almaktadır. Yaşama hakkı, eksiksiz biçimde gelişme hakkı, zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı, aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma haklarını kapsamaktadır.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra da ülkemizde çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda etkili ve bütünlüklü bir yasal mevzuat oluşturulamamıştır. Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesinin önündeki engel ve sorunlar, önemli oranda tespit edilmekle birlikte; çözümler genellikle palyatif, aktüel ve sadece resmi birimlere intikal etmiş olaylarda yapılacak iş ve işlemlerle sınırlı kalmıştır. Çocuklarla ilgili riskleri önceden tespit edecek ve önleyecek mekanizmalar ve politikalar oluşturulamamıştır.
Aradan geçen onca yıla karşın, ülkemizde çocukların “hak”lar bakımından en çok mağdur edilen kesim oldukları, aşağıdaki alanlardan daha iyi anlaşılmaktadır:
Çalışma yaşamında, çocuk işçiliği yasalarla olağan hale getiriliyor. Okulda olmaları gereken zamanda çalışarak, erken başlıyorlar hayata. Yaşıtları büyürken, onlar ev geçindiriyor.
Büyümek ve öğrenmek için kullanacakları enerjiyi çalışırken tüketiyor, hayata potansiyellerinin çok gerisinde başlıyorlar.
Çocuklar cinsel istismara, tacize ve tecavüze uğruyor. Suçlular ve suçlar cezasız kalıyor.
İstismara uğramış bir çocuğun, başka yetişkin erkekler tarafından istismar edilmesine yol açan anlayış sorgulanmıyor, bu konudaki cezasızlık durumları çoğalarak devam ediyor.
Tecavüze uğramış çocuklara hayat ve adalet yok.
Gözaltındaki ve cezaevlerindeki çocuklar şiddet, taciz ve tecavüze maruz kalıyor. Çocuk cezaevleri kapatılmalıdır.
Yetişkinlerin çıkardığı savaşlardan en çok etkilenenler, gerçek mağdurlar her zaman çocuklar oluyor. Savaşlarda yüz binlerce çocuk yerinden ediliyor, ailesini kaybediyor.
Hayatta kalma çabası sürerken, eğitim hakkı, sağlıklı yaşama hakkından söz edilmiyor bile.
Mülteci çocukların, diğer çocukların uğradığı hak ihlallerinin benzeri ve daha fazlasını yaşadıkları gözlenmektedir. Eğitim dışında, barınma, beslenme, sağlık imkânlarından, psikolojik ve sosyal destekten de mahrum kalmaktadırlar.
Bakım ve eğitim kurumlarındaki çocuklar yaşamlarını yitirmekte, şiddete ve kötü muameleye uğramaktadırlar.
Ev içi ve okulda şiddet de, ciddi birer çocuk hak ihlali olarak devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerinde; toplumsal alanda yaşadıkları şiddet yanında, görülmeyen, gizli kalan bir şiddet biçimi de, çocukların aile içinde ve okullarda yaşadığı şiddettir. Her yıl tespiti yapılabilen yüzlerce çocuğun, ev içi şiddete uğradığı, kaba muameleye maruz kalıp darp edildikleri, aile bireyleri, yakınları, komşuları ya da tanımadıkları kişiler tarafından taciz edildikleri ya da ne yazık ki tecavüze uğradıkları görülmektedir.
Çocuk yaşta evlilikler, daha çok kız çocuklarını eğitim hakkından alıkoymaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre evlenmek için yaş sınırı 18’dir. Sözleşmeye göre, 18 yaşından küçük herkes çocuk sayılıyor. Türkiye’de olağan evlenme yaşı 18 iken, ailenin rızası ile 17 yaşındaki, hâkim kararıyla 16 yaşındaki çocuklar, olağanüstü şekilde evlendirilebiliyor.
Başımız öne eğilmiş yetişkinler olarak, tüm çocukların “Dünya Çocuk Hakları Günü”nü kutluyoruz.