Çanakkale şube olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Ayvacık Geri Gönderme Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını göçmenlerin maruz kaldığı hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla kent merkezi yerine Geri Gönderme Merkezi’nin önünde yapmayı tercih ettik. Böylece hem göçmenlerle dayanışmamızı artırdık hem de ihlallerle ilgili farkındalığı artırmak istedik.
Göçmenler yalnız değildir! İnsan haklarıyla insandır!
“Ülkemize gelen sınır dışı edilecek insanlar hakkında aynı zamanda idari gözetim kararı verilerek bu insanlar ülkelerine veya güvenli bir üçüncü ülkeye gönderilene kadar geri gönderme merkezlerinde tutulmaktadırlar. İHD Çanakkale Şube olarak bu yıl 1 Eylül Dünya Barış gününde yaptığımız basın açıklamasını Geri Gönderme Merkezinin önünde yapmamızın amacı; yaptığımız incelemeler, röportajlar sonucunda tarafımızca gözlemlenen Ayvacık geri gönderme merkezinde yaşanan hak ihlallerinin bir kısmına değinmektir. Şöyle ki; Geri Gönderme Merkezinde şu an potansiyelin iki katı kadar yabancı mevcut olup yabancılar 15 kişilik odalarda 30 kişi halinde kalmaktadır.
Havalandırma süreleri çok çok az olup, günde sadece 15 dakika havalandırmaya çıkartılmaktadırlar. Memurlar gerekçe olarak sayının çok fazla olduğunu, herkesi havalandırmaya çıkarmalarının mümkün olmadığını söylüyorlar. Bu durum, dolayısıyla havasız kaldıklarını göstermektedir.
Su sıkıntısı sebebiyle insanlar duş alamamakta, hijyen malzemelerine ulaşamamaktadırlar. Bu malzemeleri kendi imkanları ile temin etmeye çalışmaktadırlar. Çarşaf ve battaniyeler yıkanmamakta, değiştirilmemekte ve yeni gelenlere eskilerin çarşaf ve battaniyeleri verilmektedir. Terlik ve benzeri ihtiyaçlar yetersiz kalmaktadır.
Normalde doktorun haftalık gelmesi veya talep halinde gelmesi gerekiyorken, talep edildiği halde uzun süre doktora görünemeyenlerin sayısının bir hayli fazla olup, salgın hastalık riski giderilmemekte, oluşan çeşitli salgın hastalıklara karşı tedbir veya yeterli tedavi uygulanmamakta, karantina uygulaması yapılmamaktadır. Keza yeterli ilaç olup olmadığına dair şeffaf bilgi de verilmemektedir. Ayrıca yeterli, besleyici, sağlıklı ve günlük yemek konusunda sorunlar bulunmaktadır.
Tercüman ve Avukata ulaşma imkanın güçleştirilmekle birlikte birçok usulsüzlüğe izin verilmektedir. Dilekçe sistemi işlevsiz olup memurlarla iletişim çok zor ve çok geç hale gelmektedir.
Göçmenler hoş olmayan ifadelerle tehdit edilip, küçük düşürücü muamelede bulunulmakta, deport olmaları için baskı ve zorlamayla imza alınmaya çalışılmaktadır.
Ve tüm bu olumsuzluklar, baskı ve zorlamalar karşısında intiharların yaşanılması gibi insan hayatını ve haklarını doğrudan ilgilendiren bu hak ihlallerinin bir an önce engellenmesi insan onuruna yakışır muamele ve koşulların sağlanması 1 Eylül dünya barış gününde en önemli, gerçekçi ve yakıcı talebimizdir.”